Internet' te Kara Delik mi var? Facebook
Facebook’tan bahsediyorum. 2004 yılı başında adını bile bilmediğimiz thefacebook.com, bugün online içeriğin kara deliği olmuş durumda. Zuckerberg, bir yandan webde üretilen tüm içeriği mavi gemisine çekerken, diğer yandan da yeni içeriklerin Facebook içerisinde oluşturulması için tam yol ileri diyor.
Resmi rakamlar halen 500 milyon desede, popüler sosyal ağın bugün 700 milyon civarında üyesi var. Çin’i aradan çıkarırsak, kabaca, dünya genelindeki her iki internet kullanıcısından biri Facebook’ta. Üstelik bu büyük kitle internetin en aktif kullanıcılarını içinde barındırıyor. Facebook kullanıcıları içinde paylaşanlar ve tüketiciler çoğunlukta ama üreticiler de Facebook’u fazlasıyla tercih ediyor. Sadece kullanıcılar değil, her türlü çevrimiçi ve çevrimdışı kaynak da mavi geminin yelkenlerini şişiriyor.
Varolan İçerikler
Üretilen tüm görsel ve yazılı içerikler (durum güncellemelerinden ve yorumları katmıyorum) o veya bu şekilde Facebook’a gidiyor. Notlarla, rsslerle, sayfalarla, paylaşımlarla.. Yazılı içeriklerin önemli bir kısmı kalıcı olarak Facebook’un parçası oluyor. Wikipedia bile ilgi alanlarımız altında Facebook’a hizmet ediyor.
Videoların Facebook’tan kaçma şansı neredeyse sıfır. Kendi video paylaşım altyapısını kullanan Facebook, Youtube videolarının dahi popüleritesini belirliyor.Youtube videoları Facebook’ta izleniyor, Facebook’ta paylaşılıyor, yorumlanıyor, beğeniliyor.
Yeni İçerikler
Yeni içerik kaynakları olabilecek web siteleri de Facebook’ta kuruluyor. Web teknolojisine paralel gelişen Facebook sayfaları, herhangi bir markanın tüm bilgiyi kullanıcılarına kendi sayfası altında sunabilmesine imkan tanıyor. Pazarlama hedefli yeni siteler webe ilk adınımı Facebook üzerinden atıyor. Kısacası iç ve dış bütün yollar Facebook’a çıkıyor.
Facebook’un yönlendirdiği trafik giderek önemini arttıyor, sosyal medyaya dayalı içerik optimizasyonları yapılıyor. Bir zamanlar sosyalleşmeye başladığı için ‘webi yutabilir mi?‘ diye sorduğum Google, bir kaynaktan birden fazla sonuç göstermeye başladığı günden bu yana Facebook’un ekmeğine yağ sürüyor. Google’ın algoritmasını gayet iyi bilen Facebook da kendini dışarıya açtıktan sonra, her içeriğe ayrı bir sayfa ayırıyor ve sayfa başlığını içeriğe göre değiştiriyor. Facebook notu olarak paylaşılan içerikler (son notun tarihine bakın) Google’da aradığında, asıl kaynağından önce çıkabiliyor.
Kara Deliğin Sonu
İşin ilginç yanı Google ile beraber kullanıcılar da bu akıma karşı duramıyor. Artık daha kişisel bir ortam haline gelen web dünyası, kendi özünü oluşturan içerik dünyasını kendinden bir parça olan Facebook’a akıtıyor. Herkes ışığın olduğu tarafa yöneliyor ve neredeyse hiç kimse ‘don’t believe the hype‘ demiyor. Kara deliğin sonu tanımlanamıyor?
Bana sorarsanız Facebook’un gelecekte internetin en büyüğü olabileceğini iddia edebilirim. Başarıyla uyguladığı stratejiler Google’ın yıllar önce yaptığından farklı değil, kabul edebiliyorum. Ancak Facebook’un web’in kendisi olmaya çalışması bana ve dahası Facebook’un ileri sürdüğü “open web” anlayışına ters geliyor. Facebook’u bütün emici kuvvetine rağmen webi besleyen mavi okyanus olarak görmek de düşünülebilir. Ancak başa dönüp Wikipedia’nın kara delik tanımına bir baktığımda Facebook’u şöyle tanımlıyorum;
“İnternette, çekim alanı her türlü içerik ve insanın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, etkisi büyük bir sosyal ağ.”
Dipnot: Bu yazıdaki tüm bağlantılar facebook.com’a çıkıyor.