Facebook ve Twitter’ın reklam gelirleri arasındaki fark reklam verenlerin tercihini ortaya koyuyor. Ne var ki Resolution‘ın yayınladığı rapora göre kullanıcı sayısının getirdiği avantajla önde olan Facebook, reklam verenlere sunduğu model çeşitliliğiyle Twitter’ın bir hayli ilerisinde.
Omnicom çatısı altında bulunan Resolution’ın 20 müşterisinin reklam harcamalarını karşılaştırarak yayınladığı raporda, Twitter’ın reklam verenlere Facebook’tan daha iyi dönüş sağladığına dikkat çekiliyor. Merak ediyorsanız, Resolution’ın müşterileri arasında Pepsi, McDonald’s, HP markaların olduğunu söyleyip rapora geçelim.
Resolution’ın bu 20 müşterisi 2013′de 37 milyon dolar reklam harcaması yapmış. Markalar reklam verirken Twitter’a harcadıkları bütçenin yüzde 127 daha fazlasını Facebook’a ayırmışlar. Ancak tıklamanın ‘performans göstergesi’ olarak belirtildiği raporda Twitter’ın Facebook’la arasındaki bandı açarak devam ettiği göze çarpıyor.
Apple, iOS cihazınızla arabanızı konuşturan yeniliği CarPlay’i geçtiğimiz ay resmen duyurmuştu. Rakiplerinin buna kısa sürede nasıl yanıt vereceğini merakla beklerken, Microsoft biraz acele de olsa arabalarla ilgili planlarını duyurdu.
2-4 Nisan arasında düzenlenen Microsoft Build Developer Conference‘ta Steve Teixeira, Microsoft’un bu alandaki gelecek planlarını açıkladı. Windows in the car adı verilen konsept temelde, Windows Phone telefonunuzu araba ekranınıza aktararak telefonun bütün fonksiyonlarını arabanızdan kontrol etmenizi sağlıyor.
Teixeira’nın, yazının devamında izleyebileceğiniz demo’sundan gördüğümüz kadarıyla Windows in the car konsepti Apple’ın CarPlay‘ine çok benziyor. Buna karşın Microsoft yıllardır, Ford, kia, BMW, Nissan ve Fiat gibi üreticilerle birlikte çalışıyor. Şirketlerin şimdiye kadar geliştirdikleri arayüzler Windows’un özel versiyonların kullanıyordu. Microsoft, Windows in the car’la arabalar için ilk kez kendine ait bir kullanıcı arayüzü geliştirmeye odaklanıyor.
30 Mart yerel seçimleri sonrası beşinci güne girmemize rağmen seçim sonuçları henüz tamamen kesinleşmiş değil. Seçimler sonrasında il ve ilçe belediyeleri bazında çok sayıda itiraz yapılırken başkanlığın el değiştirdiği bölgeler dahi oldu.
2014 yılında, artık tüm siyasilerin kampanyalarında sosyal medya ve dijital mecralara fazlasıyla önem verdiği -ABD’de yapılan başkanlık seçimine sosyal medyanın etkisi hakkındaki oldukça güzel bir analiz için, buyrun- bir dönemde, tüm bunlar yaşanırken insanın aklına elektronik oylamanın ne olduğu, hangi ülkelerde tercih edildiği ve nasıl bir geçiş sürecinin yaşanacağı gibi şeyler gelmiyor değil. Biz de bu yazıda sizlerle elektronik oylama (e-oylama/e-voting) hakkında bazı bilgiler paylaşmaya karar verdik.
Elektronik oylama, insanların oylarını diledikleri lokasyondan ya da devletin belirlediği lokasyondan yapmasına göre ikiye ayrılıyor. Teknik olarak her elektronik oylama internet üzerinden gerçekleşmek zorunda değil, barkod ya da benzeri teknolojilerin bizim günümüzde kullandığımız mühür ve oy pusulasının yerini alması işlemi de elektronik oylamaya giriyor. Yani internetten yapılan elektronik oylama, (i-oylama diyebiliriz) elektronik oylamanın bir alt kümesi. Bu yazıda ise genel olarak i-oylama’dan bahsedeceğiz.
Yeni girişimcilerin, özellikle e-ticaret sitesi kurmak isteyen girişimcilerin nasıl bir iş modeli ile ilerleyecekleri ve ne satacakları her zaman için en büyük soru işaretlerden birisidir.
Tüm köşelerin kapılmış olduğunu düşünen girişimci adayları muhtemelen çok büyük hata yaptıklarının farkında değillerdir. Out of Turkey Gift adlı e-ticaret girişimi de bunun en büyük kanıtlarından birisi.
“Sınırların ötesinde hediyeler” sloganı ile yayın yapan Out of Turkey Gift, biraz sıra dışı ürünler satıyor. Girişimin hikayesi, şirketin kurucusu Fırat Kurtoğlu‘nun eğitim için gittiği İngiltere’de şu an sitede satılan ürünlerle tanışması ile başlıyor.
Out of Turkey Gift’in en çok ilgi gören ürünü, Lord/Lady sertifikası. Aldığımız bilgilere göre İskoçya yasalarına göre ülkedeki tarihi öneme sahip kale ve şatolarda bir paya ya da toprağa sahip olan herkes, yasalar gereği Lord veya Lady ünvanı almaya hak kazanabiliyor. Belki yasalardaki bir açık, belki de kurnazlık olacak ki, İskoçya’nın batısında bulunan bir şatoya bağlı 130 kilometrekarelik arsa, sembolik metrekarelere bölünerek satışına izin veriliyor. Bu da bölünmüş tapulardan oluşan on binlerce parsel sahibini Lord ya da Lady ünvanı alabilmesine sebep oluyor.
TED konferanslarının açılışında Google’ın hazırladığı 91 metre uzunluğundaki heykelin renklerinin kullanıcıya bağlı değiştirmesinin haricinde farklı dijital işlere de sahne oldu. Bunların biri sosyal medyada bir başkasının akışını takip edebileceğiniz oda oluşturan Delta Airlines’ın hazırladığı Social Soul.
Vancouver’da yapılan TED konferansına katılanlar Social Soul ile kendi Twitter akışına benzer bir akışı bulunan hiç tanımadıkları birinin haber akışını kapalı bir odada takip ettiler. Odadan ayrıldıktan sonra katılımcılar ve sosyal medya ikizlerinin, Twitter üzerinden sohbet edebilmelerine de olanak tanınmış.
Sosyal medya kişinin kimliğini ne kadar yansıtır sorgulansa da gerçek dünyada bulamadığınız kişiyi burada bulabilmek aslında Tinder’ın Facebook ile yaptığına benzer bir yaklaşım. Yapılan işin dikkat çeken noktalarından biri de kapalı mekanda üstten yapılan yayının yerde ve yan duvarlarda aynayla yansıtılmasıyla aslında sosyal medyada takip ettiğiniz kişilerin kişinin dünyasın nasıl yer edindikleri anlatılmış.