Promosyonu kim sevmez!  Görünüşe göre  Türkler, online alışverişlerinde promosyonu biraz daha fazla seviyor.

E-ticaret şirketlerinin güvenlirliğini değerlendiren GüvenRehberi.com internetten alışveriş yapan müşterilerin memnuniyetini analiz ettiği bir infografik  yayınladı.

100′ün üzerinde online mağaza ve 4200′den fazla kullanıcının katılımıyla yaptığı ankete göre, online alışverişte promosyonlar müşteri memnuniyetini artırma oranı yüzde 15′e kadar çıkabiliyor. Ama Türklerin e-ticarette en hassas oldukları konu, siparişi tamamlama kolaylığı. Kullanıcıların yüzde 82′si için bu memnuniyeti belirleyen en önemli faktör.

Peki müşteriler e-ticaret sitelerinden ne istiyor? İlk sırayı ücretsiz veya indirimli kargo imkanı alıyor. Online alışverişçilerin yüzde 58′i bu konuda hemfikir. Bunu iade ve değişim kolaylığı izliyor.

GüvenRehberi’nin yazının devamında görebileceğiniz infografiği müşteri beklentilerinin detaylı bir analizini sunuyor. Kaçrımamanızı tavsiye ederiz.

Google da Facebook ve Twitter gibi mobil uygulamaların indirilmesine yönelik reklam modeli üzerinde çalışmaya başladığını duyurdu.

Bildiğiniz gibi henüz geçtiğimiz günlerde Twitter’ın mobil uygulama indirtmeye yönelik reklam modelini test etmeye başladığını sizlerle paylaşmıştık.

Her ne kadar şu an için mobil uygulama indirmeye yönlendiren reklam pazarının lideri tartışmasız Facebook olsa da, bundan sonraki tarihlerde Twitter ve Google da bu pastadan dilim almaya başlayacak. Yükselişte olan reklam modelinde alternatiflerin olması ve fiyat rekabetinin oluşacak olması da uygulama sahipleri için avantaj olabilir.

Kullanıcı adı ve şifrenin yazılmasına alternatif olarak, kullanıcının sosyal ağlardaki hesabı ile bir başka web sitesine giriş yapması olarak adlandırabileceğimiz Sosyal Giriş’in kullanımının arttığını Ekim ayında sizlerle paylaşmıştık. Sosyal müşteri yönetim aracı Gigya yeni yayınladığı infografikle girişte sosyal ağı tercih edenlerin rakamını açıklamasa da tercihlerde yaşanan değişimi gösteriyor.

Facebook’la giriş seçeneğinin %51 ile kullanıcıların en çok tercih ettiği seçenek olduğunu Ekim ayından itibaren geçen sürede Facebook yüzde 53′e ulaşmış. Google+‘ın önemli bir alternatif olarak ikinci sırada yer aldığı infografikte kullanıcıların sosyal girişte Google’ın sosyal ağını tercih etme oranları yüzde 26′dan yüzde 28′e çıkmış.Kuzey Amerika’da yaşayan kullanıcı davranışlarını belirten grafikte Yahoo yüzde 13′lük paya sahip olduğu gözleniyor. Türkiye’nin bulunduğu Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesinde Yahoo, yüzde 6′lık payla beklinelenden daha yüksek paya sahip olduğunu söylememiz mümkün. Bu bölgede Facebook’la giriş seçeneğini tercih edenlerse yüzde 78′le Kuzey Amerika’dan 25 puan daha yüksek.

Facebook’un WhatsApp’ı 19 milyar dolara satın alması sayısal açıdan çoğu kişinin sorgulamasına neden olsa da Facebook’un üye başına 41 dolar ödediğini ve bunun benzer satın almalara yakın olduğunu Facebook’un WhatsApp’ı satın almasına dair dikkat çeken rakamlar‘da paylaşmıştık.

Ocak ayında 430 milyon üyeye sahip olduğunu açıklayan WhatsApp satın alma sırasında 450 milyon olarak belirttiği kullanıcı sayısına dair yeni rakamı blogunda paylaştı.

WhatsApp‘ın kurucusu Jan Koum’un paylaştığı rakama göre mobil mesajlaşma servisi 2 ayın içerisinde üye sayısını artırarak 500 milyona ulaşmış.

Büyümenin Brezilya, Hindistan, Meksika ve Rusya’dan geldiğini belirten Jan Koum Facebook’un büyümek istediği Rusya pazarı içinde yaptığı hamlenin önemini yeniden gösteriyor. Ülkeler odağının dışında Twitter’dan daha fazla üyeye sahip WhatsApp’ın içerideki rakamları paylaşan kurucu WhatsApp’ın sosyal ağ kadar aktif olduğunu da göstermiş.

WhatsApp kullanıcılar günlük 700 milyon fotoğraf paylaşırken 100 milyon video paylaşıyor. Aylık yaklaşık 24 milyar fotoğraf ve video paylaşımın yapıldığı mobil mesajlaşma servisine karşı Facebook’un iştahı gayet normal görünüyor.

Twitter bir süre önce tasarımını baştan aşağı yenilemiş ve yeni hesap açanlardan başlayarak aşamalı olarak tüm hesapları yeni tasarıma taşıyacağını duyurmuştu. Firma bugün yaptığı duyuruyla artık tüm Twitter kullanıcılarının yeni tasarıma geçebileceğini bildirdi.

Yeni tasarıma geçmek isteyenlerin yapması gereken oldukça basit: Şu linkteki ‘About’ sayfasına gidin ve orada Get it now‘ı tıklayıni o kadar! Sayfayı yadırgamayacaksınız, çünkü daha önce de söylediğimiz gibi bir hayli Facebook’u andırıyor. Eğer yeni tasarıma ısınamazsanız şimdi değil (not now) seçeneğinden geçişi erteleyebilirsiniz. Ama er ya da geç Twitter’ı yeni görünümüyle kabul etmemiz gerekecek gibi görünüyor.

Ancak eklemek gerekiyor ki bu değişiklik mobili kapsamıyor. Twitter mobil kullanıcıları uygulamayı alıştıkları görünümde kullanmaya devam edecekler. Bu birçokları için iyi haber olabilir. :)

Doktorsaati.com bir online doktor randevu sistemi girişimi olarak Mart 2013′te Ege Hanoğlu ve Erdoğan Yücel tarafından kuruldu ve aynı yıl Haziran ayında haytata geçti.  Türünün ilk örneklerinden olan DoktorSaati geçtiğimiz Mart ayı sonunda mobil uygulamasını App Store’da açtı ve randevu sistemini mobil platforma taşıdı.

Özel sağlık sektöründeki doktorlar, diş hekimleri, psikologlar ya da beslenme ve diyet uzmanlarından DoktorSaati üzerinden randevu alınabiliyor. Randevu sistemi, hastaneler ve diğer sağlık kuruluşlarının kendi otomasyon programlarıyla entegre biçimde çalışıyor. Bu nedenle, randevu almak isteyen kullanıcılar, arada herhangi bir çağrı merkezi gibi bir aracıya gerek duymadan, doğrudan ilgilendikleri sağlık yetkilisinin boş saatlerini görebiliyor.

Haber akışında içerik kalitesini artırmak isteyen Facebook‘un geçtiğimiz yılın sonunda kullanıcıların artık daha fazla haber görececeğini paylaşarak değinmiştik. Tasarımında da değişikliğe giderek içeriği ön plana çıkaran Facebook, blogunda paylaştığı temizlikle içerik kalitesini daha da artırmak istiyor.

Sadece ülkemizde değil küresel anlamda etkileşim yakalamak isteyen Facebook, Sayfaların fotoğraf üzerinden soru sorarak beğen, paylaş, yorum yapın da dahil olduğu bir dizi spamlemelere karşı önlemler aldıklarını paylaştı. İçeriğin spamlenebileceğini yeniden hatırlatan Facebook aslında burada artık spam uyarılarını daha da dikkate aldıklarını paylaşmış oıluyor.

Adobe’nin geliştirdiği ve fotoğrafçıların favori uygulaması Adobe Lightroom‘un iPad versiyonu AppStore’daki yerini aldı.

Adobe Lightroom’un iOS versiyonu ücretsiz olmasına rağmen sadece Creative Cloud üyeliğine sahip olanlar kullanılabiliyor. Aylık 9.99$’lık bedelle sahip olunan Creative Cloud’a sahip olan kullanıcılar Lightroom’un iOS versiyonu üzerinden uygulamayı kullanabiliyor.

Lightroom Mobile, iOS 7 ve sonrasında çalışır durumda olacak, bununla birlikte iPad uygulaması masaüstündeki Lightroom yazılımı ile paralel çalışabiliyor. Böylece fotoğraflar hızlıca iPad’e senkronize olabiliyor. Uygulamanın özellikle fotoğraf stüdyosu gibi ortamlarda kullanılması ve fotoğrafların seçilmesini büyük oranda kolaylaştırıyor.

Bulut tabanlı dosya paylaşımı konusunda popüler isimlerden biri olan MediaFire, kısa bir süre önce Mac ve Windows uygulamalarının beta sürümden çıktığını duyurdu. Şirketin bu uygulamalar haricinde tanıtımını yaptığı bir diğer yenilik ise yazılım geliştirciler için sundukları API desteği üzerine.

Houston/Texas/ABD merkezli şirket aslında 2006 yılından bu yana bulut tabanlı depolama konusunda piyasada adından söz ettiriyor. 50′ye yakın çalışanı bulunan MediaFire’ın rakipleri ise tahmin edebileceğiniz gibi başta Dropbox ile Box olmak üzere Google Drive ve Microsoft OneDrive gibi isimler.

MediaFire’ın herhangi bir platform için olan uygulamasını indirdiğinizde sizden üye girişi yapmanız bekleniyor. MediaFire’a dilerseniz platformun kendi üyelik formu ile, dilerseniz de Facebook hesabınızla üye olabilirsiniz. Diğer yandan MediaFire kullanırken aylık 10 GB’a kadar ücret ödemeniz gerekmiyor ancak bunun karşılığında bolca reklam görüyorsunuz.

Ücretli planların fiyatlandırmasıysa aylık 4,99 ile 24,99 dolar arasında değişiyor. Yeri gelmişken MediaFire’a şu an üye olursanız yüzde 50 indirimli fiyatlarla karşılaşacağınızı da belirtelim.

Bugüne kadar gerçekleşmiş olan tüm finansal işlemlerinizi e-rapor olarak size sunan Kredi Kayıt Bürosu, internet şubesi üzerinden sunduğu servisini mobile taşıdı. KKB, mobil uygulaması KKB Mobil ile birlikte artık dilediğiniz an akıllı telefonunuz üzerinden KKB raporunuzu kontrol edebilmenizi sağlayacak.

2012 yılına dek sadece finansal kurumlara açık olan Risk Raporu, Çek Raporu ve diğer finansal detayları tüm şahıs ve kurumlara ulaştıran KKB Mobil’de, bir kullanıcı bugüne kadar tüm kredilerini ve kredi kartlarını, bu kredilere olan borçlarını topluca aldıkları raporun içerisinde görebiliyor.

Özellikle geçmişe yönelik olarak bankalara borcu olup olmadığını merak eden kullanıcılar, kredi notunu öğrenmek isteyen kullanıcılar ve eğer varsa bankalara toplam borcunu öğrenmek isteyen kullanıcılar KKB Mobil ile tüm bu detaylara hakim olabiliyorlar.